Yaşadığımız dünyada herkesin bu dünyaya ve hayata kendi penceresinden bir bakış açısı, bir duruşu vardır. Herhangi bir durumu herkesin algılaması ve iç dünyasında onu kendi değerleriyle yorumlaması çok farklıdır. Yaşama sanatını bilenler dünyaya, farklı bir çerçeveden bakar ve yaşamda daha sağlam dururlar. Sanat ise dünyamıza anlam katan ve onu güzelleştiren sihirli bir penceredir. Sanatçı ürettiği eserleriyle kendi ruhunu yansıtmasının yanı sıra, içinde yaşadığı toplumun ortak özelliklerini de yansıtır. İnsancıl duyguların gelişmesine katkıda bulunur ve ortak heyecanların yaşanmasına olanak sağlar. Bu nedenle sanatçının çok iyi yetişmesi, iyi bir eğitim alması toplum açısından oldukça önemli ve göz ardı edilmemesi gereken bir konudur.

Eğitimde sanat dalları ile ilgili derslerin, diğer dersler gibi algılanıp not sistemiyle zorlanmasını doğru bulmadığımı belirtmek isterim. Okullarda verilen resim, müzik, el sanatları hatta beden eğitimi gibi derslerin, değerlendirilmesindeki yetersizlikler yüzünden zaman zaman çocukları bu alanlardan uzaklaştırdığını, yıllardır çevremdeki insanlardan üzülerek dinlemekteyim. Bu derslerdeki başarı, özel yeteneklere sahip olmamızla bağlantılıdır. Ancak hepimiz bilmekteyiz ki, herkes bu yeteneklere sahip değildir. Müzik yeteneği olan biri, aynı zamanda iyi bir resim yapabilirse, yetişkinler dünyasında hayranlık uyandırır. Bu nedenle 30, 40 kişilik sınıflarda herkesin bu yeteneklere sahip olması mümkünmüş gibi davranmak ve bunu notla değerlendirmek pek doğru bir uygulama gibi görünmemektedir. Ayrıca çocuk resmine bakarak not vermeye çalışmak bir sanat öğretmeni için de oldukça zorlayıcı bir durum diye düşünüyorum.

Eğitimde birçoğumuzun gözünden kaçan, bilmediğimiz ya da önemsemediğimiz bir konuda, bu alanda sanattan çok faydalanabiliriz. Bu derslerin zorunluluktan çok bize hayatta faydasının olacağının bilincinde olmak ve bunu gelecek nesillere aktarabilmek çok önemlidir. Yeteneğimiz olsun veya olmasın bu sanatların dersini almak bize çok şey kazandırır. Kişisel gelişimimize büyük katkıda bulunur. İyi bir gözlemci olmamıza yardımcı olur. Herhangi bir konuya daha farklı açılardan bakabilme, daha geniş değerlendirebilme, ayrıntıları görebilme ve bunları yaşantımıza kolaylıkla uygulayabilme olanağını sunar. El becerilerimizin yanı sıra beyin yeteneklerimizi de geliştirmekte, ruhumuza ve yaşantımıza büyük zenginlikler katmaktadır. Bu nedenle bu sanat dallarının okullarda mutlaka verilmesi ve öğrencilerin bu dersleri çok daha iyi şartlarda keyifle uygulayabilmesinin gerekliliğine inanıyorum.

Ayrıca sanattan, geçmişte ve günümüzde bazı bilim dalları da faydalanmıştır. Sosyoloji ve psikoloji ilk akla gelenleridir. Psikoterapide de resim ve müziğin tedavi amaçlı kullanıldığını hepimiz biliriz.  Hastanın iyileşme sürecini de buradan takip etmek mümkündür. Ayrıca çocukların gelişimini yaptığı resimlerden takip etme şansımız vardır. Bu gerçekten çok ilginç ve derin bir konudur. Bir iki örnek vermek isterim; Tanıdığım 6 yaşında bir kız çocuğunun resimlerinde insanların ellerini özellikle çizmediğini fark ettim. Nedenini araştırdığımda bunun çevreyle uyum sağlama sorunu olan çocukların bir tepkisi olduğunu öğrendim. Bir başka çocuğun da kesinlikle renk kullanmayı reddettiğini, sürekli kurşun kalem kullandığını gözlemledim. Bu çocuğun da korku problemi yaşadığını ve bunu yansıttığını öğrendim. Aynı zamanda çocukların zekâ seviyelerini de resimlerinden gözlemleyebiliriz. Bunun gibi daha birçok ilginç örnek vermek mümkündür. Aslında farkında olmadan çocuklar bize resimleriyle sorunlarını anlatmaktadırlar. Biraz resim dilinden anlamak bile bize oldukça yol gösterici ve faydalı olacağı inancındayım. Yaşantınıza sanatın güzelliklerinin yansıması dileğiyle, sevgiyle kalın…

YILDIZ DEMİR